Kremlin'in Ukrayna'ya yönelik saldırı savaşı, birçok ülkeyi Rusya ile ortaklık yapmaktan uzaklaştırdı. Bu ülkelerden biri de Japonya. Tokyo artık Moskova'yı bir ortak olarak görmüyor. Bununla birlikte, eski Japonya Başbakanı Shinzo Abe altında, Rusya ile ortaklık Tokyo'nun en önemli dış politika önceliklerinden biriydi. Ancak Kırım'ın ilhakı ve Ukrayna'ya yönelik saldırı savaşından sonra Tokyo'nun konumu değişti.
Japonya'nın benimsediği yeni ulusal güvenlik stratejisinde Rusya, ortak ülkeler listesinden çıkarıldı. "Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlık savaşı, hukukun açık bir ihlalidir. Bu politika uluslararası düzene ciddi bir darbedir" - bu cümle yeni ulusal güvenlik stratejisine dahil edildi. Kuril Adaları'na ilişkin belirsiz durumun devam etmesi Tokyo-Moskova ilişkilerine de olumsuz yansıdı. Rusya'nın yeni Anayasasında arazi imtiyazları yasaklanmıştır. Bu, Rusya'nın gelecekteki başkanlarının Kuril Adaları'nı Japonya'ya iade etmeyeceği anlamına geliyor. Bu nedenle Japonya, Rusya ile barış anlaşması imzalayamayacak. Japonya Başbakanı Fumio Kisida 2 Aralık'ta yaptığı açıklamada mevcut durumu doğruladı: "Japonya-Rusya ilişkileri gergin. Bu durumda iki ülke arasında barış anlaşması imzalanması için müzakere ihtimalini görmüyorum." İlişkilerdeki gerilim, Rus yetkililerin Tokyo'ya yönelik sert açıklamalarından da kaynaklandı. Örneğin Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev 11 Aralık'ta yaptığı açıklamada Japonya'yı Batı ülkeleri gibi "Nazizme boyun eğen" bir ülke olarak değerlendirmişti.
Bununla birlikte, ulusal güvenlik stratejisinde Çin, Japonya için ana tehlike kaynağı olarak gösterilmektedir. Stratejide Rusya ile birlikte Çin'in politikası da uluslararası düzene tehdit olarak değerlendiriliyor. Japonya kıyılarının Çin'e yakın bölümünde savunma tahkimatları artırılacak. Tokyo, yeni nesil savaş uçaklarının üretimine başlayacak. Ayrıca Japonya, İngiltere ve İtalya ile birlikte 2035 yılına kadar insansız askeri uçak üretmeyi planlıyordu.
Japonya'nın yeni stratejisinde tehlikeli bir ülkeye karşı bir karşı saldırının önemi vurgulanıyor. Ancak İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Japonya askeri söylemden kaçındı. Washington'un yenilmiş Japonya üzerindeki askeri kontrolü güçlüydü. Şu anda Washington, Rusya, Çin ve Kuzey Kore tehdidi nedeniyle Tokyo'ya askeri harcamalarını artırmasını tavsiye ediyor.
Japonya milli gelirinin yüzde 2'sini askeri harcamalara ayıracak. Yine de Japonlar, bölgede askeri açıdan güçlü bir ülke olmayı planlamıyorlar. Asıl mesele, mevcut tehditlere yeterince cevap verebilecek bir ordu oluşturmaktır. Ulusal güvenlik stratejisinin yanı sıra Tokyo, savunma gücünü artırma planını da benimsedi.
"Atlas" Araştırma Merkezi
TR 
AZ 
EN 
RU